Ii. Meşrutiyet I Kim Ilan Etti ?

Efe

New member
**II. Meşrutiyet’in İlanı ve Dönemi**

Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme sürecindeki en önemli dönüm noktalarından biri, II. Meşrutiyet'in ilanıdır. Bu olay, hem Osmanlı toplumunun siyasi yapısında hem de İmparatorluk topraklarında halkın düşünsel ve kültürel evriminde derin izler bırakmıştır. 23 Temmuz 1908 tarihinde ilan edilen II. Meşrutiyet, Osmanlı'da halkın daha fazla söz sahibi olduğu, siyasi ve toplumsal özgürlüklerin tartışıldığı bir dönemin başlangıcını işaret eder. Ancak bu tarih, yalnızca bir yönetim değişikliğinin değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir devrimin de temelini atmıştır.

**II. Meşrutiyet’i Kim İlan Etti?**

II. Meşrutiyet, II. Abdülhamid'in 1876'da ilk kez ilan ettiği Meşrutiyet'in, 1908 yılında yeniden ve bu kez kalıcı olarak yürürlüğe girmesiyle gerçekleşmiştir. Meşrutiyet, halkın padişah karşısında belirli haklar elde etmesini sağlayan bir sistemdi. II. Abdülhamid, 1876'da ilan ettiği bu düzeni, içki yasağı, gazetelerin sansürlenmesi gibi sert tedbirlerle sınırlamış ve Meşrutiyet'i kısıtlayarak yönetimini tek kişi olarak sürdürmüştü. Ancak 1908 yılına gelindiğinde, Osmanlı'nın ekonomik ve toplumsal sorunları giderek büyümüş, halkın hükümete olan güveni sarsılmıştır.

II. Meşrutiyet, İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından ilan edilmiştir. Bu cemiyet, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşmesi ve padişahın mutlak yönetimine karşı bir tür karşıtlık oluşturmayı amaçlayan bir grup aydın ve subayın bir araya geldiği bir harekettir. 1908'deki bu devrim, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin organize ettiği bir ayaklanma sonucunda II. Abdülhamid'in yeniden parlamentoyu açmak zorunda kalmasıyla sonuçlanmıştır.

**II. Meşrutiyet’in İlanının Sebepleri**

II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinin ardında bir dizi siyasi, ekonomik ve toplumsal etken bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu, 19. yüzyılın sonlarına doğru ciddi bir iç bunalım sürecine girmişti. Savaşlar, ekonomik gerilik, dış borçlar ve artan milliyetçilik hareketleri, Osmanlı'nın güçlü devlet yapısını tehdit ediyordu. Ayrıca, 1876'da ilan edilen I. Meşrutiyet’in kısa süreli bir deneyim olması ve ardından II. Abdülhamid’in mutlak monarşiye dönmesi, halkın tepkisini çekmişti.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin II. Meşrutiyet'i ilan etmelerindeki bir diğer önemli sebep, Osmanlı topraklarındaki çeşitli etnik ve dini grupların isyanlarıydı. Balkanlar'daki Arnavut, Sırp ve Yunan milliyetçi hareketleri, İmparatorluk için büyük bir tehdit oluşturuyordu. Ayrıca, Ermeniler de bağımsızlık talepleriyle dikkat çekiyordu. Bu koşullar altında, İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı'da modernleşme ve reform hareketlerini daha güçlü bir şekilde savunarak padişahın mutlakiyetine son vermek istiyordu.

**II. Abdülhamid ve Meşrutiyet’in Yükselişi**

II. Abdülhamid, 1876’daki ilk Meşrutiyet’i ilan etmesine rağmen, hemen ardından padişahın mutlak yönetimini geri getiren bir dizi adım atmıştır. 1878'de Meclis-i Mebusan’ı feshederek, parlamento sistemini sonlandırmış ve Osmanlı’yı sert bir şekilde tek adam yönetimine yöneltmiştir. Bu süreç, "Jön Türkler" olarak bilinen Osmanlı aydınları tarafından büyük bir eleştiriye uğramıştır. Bu gruptakiler, Batı’dan aldıkları ilhamla, Osmanlı’yı bir anayasal monarşi ile yönetmeyi savunmuşlardır.

**İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Rolü**

İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1889 yılında Selanik’te kurulan, devrimci ve reformist bir siyasi harekettir. Cemiyet, zamanla Osmanlı İmparatorluğu'nda daha fazla söz sahibi olmak için çeşitli yollar aramaya başlamış ve özellikle askeri kadrolar arasında güçlü bir destek bulmuştur. Cemiyetin ana hedeflerinden biri, II. Abdülhamid'in mutlakiyetçi yönetimine son vermek ve halkın özgürlüklerini genişletmekti.

Cemiyet, 1908’de, Osmanlı'nın her geçen gün artan krizleri ve halkın yönetimden duyduğu memnuniyetsizliği kullanarak II. Abdülhamid'e karşı bir ayaklanma başlatmıştır. 23 Temmuz 1908'de II. Abdülhamid, parlamento sistemini yeniden kurmaya karar vermiş ve II. Meşrutiyet ilan edilmiştir. Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılı anlamda modernleşmeye yönelik ilk adımlarından biri olarak kaydedilmiştir.

**II. Meşrutiyet’in Sonuçları ve Etkileri**

II. Meşrutiyet'in ilanı, Osmanlı İmparatorluğu için devrim niteliğinde bir dönüm noktasıydı. İlk olarak, Osmanlı'da halkın siyasi katılımı yeniden sağlanmış, padişahın mutlak yetkileri kısıtlanmıştı. Ancak, bu dönüşüm yalnızca kağıt üzerinde kaldı ve pratikte pek çok sorun yaşanmıştır. II. Abdülhamid, yönetimdeki gücünü kaybetmiş olsa da, hala büyük bir etkisi vardı. II. Meşrutiyet’in ilanı sonrası kurulan hükümetin de, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kontrolünde olması, Osmanlı'daki siyasi istikrarsızlıkların artmasına sebep olmuştur.

II. Meşrutiyet’in ilanı, Balkanlar’da milliyetçilik akımlarının güçlenmesine neden olmuş, bu da Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak kayıplarını hızlandırmıştır. Aynı zamanda, Ermenilerin bağımsızlık talepleri daha da şiddetlenmiş, Osmanlı'da çok çeşitli etnik gruplar arasında gerilimler artmıştır.

**II. Meşrutiyet’in Sonraki Dönemi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküşü**

II. Meşrutiyet'in ilanı ile Osmanlı'da halkın özgürlükleri ve parlamenter sistem yeniden gündeme gelmiş olsa da, bu sistemin sürekliliği sağlanamamıştır. 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşları’nın ardından, Osmanlı topraklarında büyük kayıplar yaşanmış ve İttihat ve Terakki Cemiyeti, yönetim üzerindeki etkisini kaybetmiştir. Bu dönemde, Osmanlı'nın çöküşü hızlanmış, 1914'teki I. Dünya Savaşı ve ardından gelen iç ve dış karışıklıklar, İmparatorluk’un sonunu hazırlamıştır.

**Sonuç**

II. Meşrutiyet'in ilanı, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yönetim anlayışının önemli bir değişimini simgelese de, sonrasında yaşanan karışıklıklar ve krizler, bu devrimin uzun vadeli başarılarını engellemiştir. Ancak yine de bu dönemin, Osmanlı'dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde önemli bir etki yarattığı şüphe götürmez bir gerçektir. II. Meşrutiyet, modernleşme ve toplumsal değişim için bir fırsat yaratmış, ancak bu süreç pek çok zorlukla şekillenmiştir. Sonuç olarak, II. Meşrutiyet'in ilanı, sadece Osmanlı İmparatorluğu için değil, Türk modernleşmesi için de önemli bir aşamadır.